Erdoğan cumartesi günü bir açılışta yaptığı konuşmasında yeni mevduat yöntemini andı, "Kurdaki müsilajı temizlediğimiz gibi enflasyondaki müsilajı da temizleyeceğiz" dedi. Fahiş fiyat artışlarının sorumlularını affetmeyeceklerini anlattı.
Erdoğan bu sözleriyle yaz aylarında Marmara’da görülen müsilajla içinden geçtiğimiz ekonomik gidişat arasında bir bağ kurdu. İyi de yaptı. Böyle süreçleri hafife almak, krizlerin arkasındaki temel sorunları görmemek ve saklamak, geçici önlemlerle insanları kandırabileceğini sanmak AKP’nin genel politikası durumunda. İster denizlerdeki müsilaj, isterse ekonomik durum olsun her gündemde bu bakış açısı işleniyor ve anlatılıyor.
Kurdaki müsilajın temizlenmesi denilen durum dolar kurunun 18 lirayı bulan dolar kurunun 13-14 lira seviyesine geri dönmesi. Bunun yapılabilmesi için Merkez Bankası’nın kaç milyar dolar harcadığını bir kenara koyalım ve güncel seviyenin bile emekçi halkın alım gücünü kat kat düşürdüğünü hatırlayalım. Enflasyondaki müsilaj, yani kırılan rekorlar ise döviz kuruyla birlikte birçok etmenin birleşimi. Artan enerji ve üretim maliyetlerinin sonucu. Ve görüldüğü üzere dolar kuru bir gece 4 lira oynatılabiliyor ancak enflasyon aynı şekilde düşürülemiyor. Ürünlere yapılan zamlar bir el hareketiyle geri alınmıyor. Bunu devlet bile kabul etmiş olacak ki aldığı vergilere yüksek zamlar yapıyor, kendi gelir kaynaklarını büyütmeye çalışıyor.
Son olarak da yaz aylarının kötü bir felaketi gibi kalmış görünen denizdeki müsilaj var. Bunun ana sebeplerinden birinin artan mevsim sıcaklıkları olduğu söylenmişti. Temizlendiği iddia edilenin sadece yüzeye vuran müsilaj olduğu, Marmara Denizi’ndeki kirlilikle ilgili hiçbir somut adım atılmadığını herkes görebiliyor. Yani önümüzdeki yaz sıcaklıklar tekrar artınca Marmara’yı yine aynı sorunlar bekliyor.
Tüm bu gündemler işte bu şekilde birbirine bağlanıyor. Ortada temelli çözülen hiçbir sorun yok ancak geçici çözümlerle bol bol övünme var. Bunun yetmediği yerde sorunları dile getirenleri suçlama var. Ekonomide ‘temizlenebilen’ hiçbir sorun yok. Zaten mesele bir ‘temizlik’ meselesi değil, ‘kirletmeme’ meselesi. Ekonomik gidişat aynı Marmara Denizi’ndeki canlı yaşamı gibi pamuk ipliğine bağlı, hatta yer yer kurtarılamaz durumda. Patronların çıkarları öncelendiği sürece bu sorunlara çözüm yok.