Şehirler Hayvanlara da Bizlere de Yeter

4 yaşındaki Asiye’nin iki köpek tarafından saldırıya uğraması ile hayvan haklarıyla ilgili tartışmalar tekrar gündeme oturdu. Erdoğan meseleyi havada kaptı ve nasıl yaptıysa ‘Beyaz Türklere’ bağladı. Asiye için helikopter gönderdiklerini anlattı. Mesele Erdoğan’ın ağzından duyulunca AKP’li belediyeler kendilerine görev çıkardı, sokak hayvanlarının toplamaya başladı.

Hayvan hakları meselesi çözülmesi çok zor gibi görülebilir ancak toplumun bu konuda geldiği nokta düşünüldüğünde o kadar da çetrefilli bir mesele değil. Bugüne kadar hayvan hakları üzerine oluşmuş inisiyatiflerin ve toplumun mücadelesi ile çeşitli yasal düzenlemeler de dahil birçok gelişkin yol ve yöntem var. Ayrıca yapılması gerekenler de hemen her gün dile getiriliyor Sadece bu kesimlerin çözüm önerileri kaale alındığında bile meselenin çok yüksek oranlarda çözüleceği ortada.

Bunun gerisinde kalan tek şey siyasi iktidar ve kamu gücüyle yapılması gereken sistematik uygulamalar. AKP’nin hayvan hakları yasası dört sene süren reklamın sonunda bu yıl çıktı ancak kimsenin derdine çare olmadı. Göstermelik düzenlemelerden ileriye gitmedi. Yaygın kısırlaştırma, yaygın veterinerlik hizmetleri ve hayvan hastaneleri, sistematik ücretsiz aşılama, şehirlerin çeşitli noktalarında düzenli yiyecek ve su temini, sahiplendirme kampanyaları, hatta evcil hayvan bakımı eğitimleri… Bunların hepsi kamu eliyle uygulanması gerekirken, toplumun inisiyatifine bırakılıyor bu nedenle bir türlü sürekliliğe kavuşmuyor. Belediyelerin insafına kalmış şekilde bazı yerlerde iyi derecede, bazı yerlerde ise yok seviyesinde oluyor.

Gezegeni ve dünyayı tüm canlılarla birlikte kullandığımız, ekosistemin devamlılığından hep birlikte sorumlu olduğumuz gerçeğini görmeliyiz. Şehirlerin sahibi yalnız insanlar değil. Hayvanlar da bu yaşamın bir parçası olarak haklarıyla yaşamalılar. İnsanlık bunu savunmakla yükümlü. Bir kardeşimizin yaşamını yitirdiği olay, hayvanların satılıp vahşileştirilmesine imkan tanıyan hayvan ticaretinin sonucudur. Ve maalesef ki sokaklarda yaşamaya çalışan hayvanların başına da çok kötü şeyler geldiğini de göz önünde tutmak zorundayız. Bu açıdan, sokak hayvanlarını nereye varacağı belirsiz şekilde toplatılmasına değil, meselenin sistematik şekilde ele alınmasına ihtiyaç var. Şehirler, şehir hayatına ayak uydurmuş her türden canlıya ve insanlara yetecek kadar geniş.