ABD’nin Buffalo/New York bölgesindeki bir Starbucks şubesinin çalışanları sendikalaşma kararı aldı. Sendikaların küçük bir şubedeki küçük bir zaferi gibi görülebilir ancak ABD’de yaklaşık 9 bin şubesi bulunan Starbucks için sendikanın girişi tarihte bir ilk. 2000’li yıllardan beri süren sendikalaşma denemeleri başarılı olamamıştı. Ancak şimdilik tek şubede verilen sendikalaşma kararının diğer şubelere de yayılması bekleniyor. Yani ilk adım atıldı, ilk kıvılcım görüldü.
Starbucks dünyaya yayılmış, yalnızca ABD’de 9 bin şubesi olan dev bir ahtapot. Ancak Starbucks işçileri için sendikalı olmak uzak bir olgu. Dünya çapında genişleyen hizmet sektöründe fast-food zincirlerinden kahvecilere dev şirketlerin emekçileri sendikaları veya herhangi bir güvenceleri olmadan çalışıyor, patronlarla topluca pazarlık yapamıyor. Sendikalardan, yani patronlara işçilerin kolektif gücünü gösteren en önemli araçtan yoksunlar.
ABD’deki durum ise salgın döneminde iyice kötüleşen çalışma koşullarının bir sonucu. Daha çok hizmet sektöründe çalışan genç işçiler pandemi nedeniyle kötüleşen durumlarını düzeltmenin mücadeleden geçtiğini daha çok görüyor.
Haber ABD’den ama Türkiye’deki genç işçiler için de durum çok farklı değil. Genç işçiler market şubelerinde, motokurye depolarında kat kat sömürüyle karşılaşıyor ve çıkış yollarını arıyor.
ABD’den gelen 9 bin şubede ilk sendikalaşma haberi bize önümüzdeki büyük görevleri hatırlatmalı. Genç işçiler büyük şehirlerin ortasındaki, günlük yaşamın merkezindeki işyerlerinde, hizmet sektörünün çeşit çeşit şubelerinde sömürülüyor. Hepsinde patronlara karşı mücadeleyi örgütlemek, genç sendikalarımızı yaygınlaştırmak ve büyütmek bizim elimizde.