Birleşik Arap Emirlikleri’nden sonra sıra Katar’a geldi. Erdoğan ile birlikte Katar’a giden heyetin amacının ne olduğu ortada; ekonomik anlaşmalar ve destek talepleri. Çavuşoğlu’nun basın toplantısında düştüğü haller ise tüm dünyanın gördüğü gerçeklerin çarpıtmaya çalışmanın ilginç sonuçlarını gösterdi.
Basın toplantısı sırasında Çavuşoğlu’na ‘Mali destek talebiyle mi geldiniz?’ diye soruldu, ayrıca Katar Dışişleri Bakanı da ekonomiyi kastederek “Kriz inşallah açılacak” dedi. Çavuşoğlu ise düştüğü duruma aldırmadan tüm bu gündemi reddetmeye çalıştı, para istemeye gelmediklerini, zaten krizin olmadığını anlattı.
Kapalı kapılar ardından destek taleplerinin iletildiğine, türlü çeşitli tavizlerin verildiğine, hatta ülkede Katar’a satılabilecek ne kaldıysa katalog olarak sunulduğuna eminiz. Ancak AKP’nin bu konudaki bilmezden gelen tavrı müttefik Katar’ı bile şaşırtmış durumda.
Dün sonuçlanan Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde iktidar yandaşı Feyzioğlu küçük bir farkla yenildi, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan başkan seçildi. AKP ve taraftarları bir kez daha bir seçimde yenildi. Yenildi ve gitti. Bu seçimlerin diğer bir dikkat çeken yönü ise, AKP’nin yandaş baroları kurmak için yasalaştırdığı çoklu baro sistemine karşı mücadele edenlerin başarısı da oldu.
Çoklu baro sistemi, tam da TBB seçimlerinin yaklaştığı dönemde Feyzioğlu’na karşı olan baroların delege sayılarını düşürmek için ortaya atılmıştı. TBB seçimleri daha sonra salgın bahanesiyle ertelendi ancak sistem birçok baronun tepkisine, avukatların Ankara’ya yaptığı yürüyüşe ve Meclis’teki tüm tartışmalara rağmen yasalaştı. İstanbul ve Ankara’da 2. Barolar kuruldu. Ancak o dönemde bile görülen şuydu; yandaş barolar hızlı bir şekilde kurulup faaliyete geçemedi, toplanan imzalar gecikti, başka tartışmalar gündeme geldi. Ama bu girişimin iktidar açısından da ağır bir sonucu oldu. Çoklu baro karşısında duranların etkili mücadelesi sonuç verdi. Feyzioğlu yenildi, TBB başkanlığı yandaş bir başkanın elinden alındı.
Tüm bu süreçler bize siyasi iktidarın her şeye gücünün yetmediğini, verilen mücadelelerin boşa olmadığını tekrar hatırlattı. Seçimden önceki açıklamalarına göre Feyzioğlu her şeye rağmen değiştirilen sistemin kendi yararına çalışmasını ve başkanlığı yeniden kazanmayı bekliyordu. Elbette AKP de bunu bekliyordu. Ancak koca bir baro sistemi saçma gerekçelerle tartışmaya açılsa, iktidar tüm gücüyle yasaları, sistemi değiştirse bile Ankara’ya yapılan yürüyüşlerin, Feyzioğlu’na karşı dik duruşun ve en sonunda da verilen mücadelelerin sonucu olarak delegeler seçimlerini muhalif adaydan yana kullandı.
Politik mücadele imkanı olduğu sürece değişim de ve kazanım da mümkündür. Hele içinden geçtiğimiz bol krizli süreçlerde bu durum daha da açık. Devamını bundan sonra da sıkça göreceğiz.