Bugün Düzce’de yaşanan ve İstanbul’dan da hissedilen deprem, büyük şehirlerdeki deprem gerçeğini herkese bir kez daha hatırlattı. Bu deprem sonrasında da birkaç günlüğüne deprem gerçeği hatırlanacak, kentsel dönüşümün yeterliliği sorgulanacak, deprem anında neler yapmamız gerektiği tekrarlanacak ve bir felaket olasılığı bir sonraki sefere kadar unutulacak.
Daha dün bütçe görüşmelerinde ortaya çıkan bir bilgi, Şehircilik Bakanlığı’nın İstanbul’daki binaların güçlendirilmesi için yalnızca 800 bin lira öngördüğünü de ortaya çıkardı.
İktidarın gözünün önündeki sorunları bile nasıl ele aldığı düşünüldüğünde, depremle ilgili temelli bir önlemin alınmasını, tüm büyük şehirleri kapsayan bir güçlendirme çalışmasının yapılmasını beklemek hayalcilik olur. Geçen yaz yaşanan yangınlar, geleceği belli olan doğa olaylarının bile düzgün şekilde ele alınmadığının göstergesi.
Ancak doğa olaylarının felakete varan sonuçları kader değil. Tüm dünyadaki teknik örnekler bile deprem gibi felaketlerin bile zararlı sonuçlarının en aza indirilebileceğini gösteriyor. Yeter ki inşaat şirketlerinin karları değil yurttaşların canları ve sağlıkları düşünülsün.