TÜİK’e göre enflasyon rakamları yıllık 17.53 olarak açıklandı. Geçen hafta elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar bu rakama dahil değil, TÜİK’in bu rakamlarla ne kadar oynadığını da bilemiyoruz. Ancak aylardır süren eğilim enflasyonun hızlı bir şekilde arttığını gösteriyor. Tüketici enflasyonu dışında üretici enflasyonu rakamları ise yıllık yüzde 50’lere dayanmış durumda. Bu makasın önümüzdeki süreçte bir şekilde kapanması gerekecek, yani yakın zamanda enflasyonun artış eğilimde bir değişiklik olmayacak.
Aşı temini sağlanmış olmasına rağmen salgının ekonomi üzerindeki etkisi daha uzunca bir süre hissedilecek. Ekonominin temel sorunları çözülecek gibi değil. Yaşanan ekonomik kriz gün geçtikçe daha da derinleşecek, emekçi halkın üzerine daha da büyük bir yük olacak binecek. Yalnızca enflasyon olarak da değil. İşsizlik, emekçilerin haklarına yapılacak daha büyük saldırılar, borçlandırma politikaları... Hepsi yaşanan ekonomik krizin farklı yüzleri. Şu anda bu politikaların uygulayıcısı ve sözcüsü AKP’dir ancak diğer düzen partileri de gerçek bir alternatif ortaya koymuyorlar, koyamazlar da. Ekonominin düzelmesini bir hükümet değişikliği sorunu olarak göremeyiz. Çünkü ekonomik kriz son kertede kapitalist düzenin krizidir. Bu düzeni öyle veya böyle kabul edenler, sorunun temeliyle yüzleşemezler.
Ekonomik kriz gündemi, gündemlerden bir gündem, sırası gelince halledilecek bir mesele olarak ele alınamaz. Emekçi halkın ekmek kavgası, hem AKP iktidarına karşı öne sürülebilecek en geniş mücadele alanlarından biridir, hem de kapitalist düzenin tam kalbini hedef alır. Son dönemde yaşanan gelişmeler, sokak röportajlarında söylenenler, halkın fırsat bulduğu her anda yaptığı konuşmalar bu durumu doğrulamaktadır.
Emekçi halka seslenen bir propaganda çalışması, emekçi halkın örgütlenmesi temel hedefimizdir. İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz bunun olanaklarını bize bolca vermektedir. Canavarın kalbi açıkta, her fırsatta işte bunu hedef alalım.