Yasaklar AKP'nin Krizini De Mücadelemizi De Durduramaz

AKP girdiği krizlerden ‘tam kapanma’ gibi neye göre şimdi ilan edildiği belli olmayan, temelde faydasız önlemlerle sıyrılmaya çalışıyor. Ama bu durum, bu zorunlu önlemler güncel politika için kullanılmıyor demek değil. 1 Mayıs’ın hazırlıklarıyla birlikte yasaklanması buna örnek.

Bu tür yasakların elbette tüm toplumun siyasal inisiyatifi üzerinde zararlı etkileri oluyor. AKP’nin siyasi faaliyetleri her şekilde devam ediyor ama onun karşısındaki en küçük basın açıklaması bile yasaklanıyor. Patronlar sömürmeye devam ediyor ama bunun karşısında bildiri bile dağıtılamıyor. Kadınlar öldürülmeye devam ediyor ama bunun karşısında eylem yapılamıyor. Yani siyasi faaliyet muhalif kesimler için sınırlandırılıyor.

Ama artık pandeminin başında değiliz. İktidar salgın tedbirlerini kendi çıkarı için kullanmayı nasıl öğrenmişse, biz de bu dönemlerde de nasıl mücadele edileceğinin deneyimini kazandık. Sadece biz de değil, tüm toplum kazandı. Yasa pusa batacağımız bir durum yok. Orta sınıflar gibi hezeyandan hezeyana koşma lüksümüz de yok. 1 Mayıs günü, kapanma sürecindeki mücadelemizin ilk günü olacaktır. Bir yılda kazandığımız deneyimleri kullanacağız ve derinleştireceğiz.

AKP keyfi yasak koymaya çok alıştı. Ama koyduğu her yasak, her geçen gün ‘yalnızca bir kağıt parçası’ olmaya daha da çok yaklaşıyor. Herkes bu yasakların temellerinin olmadığını, yalnızca ve yalnızca AKP’nin çıkarlarına göre koyulduğunu görüyor. Ayrıca herkes AKP’nin ne kadar sıkışık bir durumda olduğunu da görüyor. Sadece AKP de değil, tüm dünyada kapitalizm krizde. Milyonları ölüme terkeden bu düzen, tüm dünyada teşhir olmaktadır. İşte herkese anlatmamız gereken budur.

Bizim umudumuz günlük heyecanlardan değil, sistemli ve bütünsel marksizm anlayışımızdan kaynaklanıyor. O nedenle de temelleri sağlam. AKP’nin kimseyi ikna etmeyen yasakları bunu sarsamaz. Bu durumu tüm topluma da göstermek görevimizdir.