ABD Gerilimi Arttırıyor Erdoğan Kendine Fırsat Arıyor

Biden’ın seçilmesi ile ABD’nin dış politikasındaki değişimler de yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Biden’ın Putin’e katil demesiyle başlayan süreç, İran’la nükleer müzakerelere geri dönülmesi ve Ukrayna’da gerilimin artması ile sürüyor. Biden’ın Ukrayna ile özel olarak ilgilendiği sır değil. 

 
Maalesef ABD’nin dış politikadaki odağının Ortadoğu’dan Avrupa’ya kayması Türkiye’yi boşa çıkarmıyor. Suriye ve Irak ile yaşanan gerilimler azalsa bile, bu sefer de Karadeniz’in durumu gündeme geliyor. ABD net şekilde Montrö Sözleşmesi’nin kendisine getirdiği sınırlamaları kaldırmak, donanmasını rahat şekilde Karadeniz’de bulundurmak istiyor. Böylece Donetsk, Luhansk ve Kırım, dolaylı olarak da Rusya üzerindeki baskıyı arttıracak. Rusya da boş durmuyor, emperyalist politikalarını Ukrayna'nın bağımsızlığına saldırılarla sürdürüyor. Erdoğan da bölgedeki kaynamayı fırsat bilip ABD’ye yaranmaya çalışıyor, Montrö Sözleşmesi’nden ‘zamanı gelince çıkılabileceğini’ söylüyor ve kendine pazarlık imkanları arıyor. 
 
Emperyalizmin dünya çapında durumu ve emperyalistlerin politikaları her devrimcinin gündeminde olmalıdır. Eğer Türkiye tartışmaların bu derecede ortasında ise, bu durum kat kat geçerlidir. İstanbul Boğazı’ndan geçecek her savaş gemisi bizi ilgilendirir. Emperyalizmin savaşlarına sadece sınırlarımızda gerçekleşirse karşı çıkarız denemez. Erdoğan’ın siyasi ufku bile bu düzeyden daha yukarıdadır. Bizimki daha da yukarıda olmalıdır.
 
Antiemperyalist mücadele, antikapitalist mücadele olmadan olmaz. Dünyanın her yerinde işçi sınıfının çıkarlarını savunuyoruz, kendi ülkemizin çıkarlarını değil. Bu bağlamda Karadeniz, Ukrayna uzak değil. Uzak Doğu bile uzak değildir. Dünya halklarına emperyalistlerin kaşı bile kalksa karşı durmalıyız, duracağız. 
 
 
 
Hakan Öztürk’ün sunduğu ‘ABD, Türkiye ve Emperyalizme Karşı Mücadele Nedir?’ seminerini izlemek için: