Bir yanda virüs, bir yanda aşıyı bile satan düzen. Kapitalizmin sözcüsü iktidarlar, içinden çıkamadıkları krizlere rağmen, virüsü bahane edip ayakta kalmaya çalışıyorlar. İktidarları sallandıkça, toplumun tüm kesimlerinin gırtlağına daha çok yapışıyorlar. Sallanan yalnızca iktidarları değil bu düzenin kendisi.
Her geçen gün daha çok büyüyen açlık, yoksulluk ve işsizlik sopası işçi sınıfının üzerinde sallanıyor. Toplumun tüm kesimlerinin özgürlük ve haklarına saldırıyorlar. Sanmasınlar ki bu böyle gidecek. Onlar “yaptık oldu” dese bile, emekçi halkın amansız mücadelesini durduramıyorlar. Kadınlar özgürlükleri için, gençler gelecekleri için ve emekçi halk el konulan emeği için, bir avuç sömürücünün tüm dayatmalarına karşı direniyor. Emekçilerin, üretenlerin, bütün değeri yaratanların bayramını; yani 1 Mayıs’ı bu direnişin ışığında karşılayacağız.
Yoksullaşan emekçi halka dişinizi sıkın dediler, bir avuç kapitalistin nasıl daha çok zenginleştiğini gizleyemediler.
Bakkala gidene ceza yazdılar, kendileri kongrelerde davul zurna ile oynadılar.
Toplumun tüm özgürlüklerine el uzattılar, kendi zümrelerinin zevküsefa görüntülerini saklayamadılar.
Karları için yaşam alanlarımızı katletmeye koyuldular.
Dünya yansa, bu düzende işçilerin kapitalist üretime ölümüne devam edeceğini ilan ettiler.
Kadınların eşitlik mücadelesine karşı İstanbul Sözleşmesi’ne el uzattılar.
İktidarlarını bir avuç yobaz ile korumak için LGBTİQ+’ların yaşamlarını hedef tahtasına koydular.
Üniversitelerinde atanmışlara karşı mücadele veren, özgürlükleri için direnen gençlerin boğazına yapıştılar.
Seçilmişlerin yerine kayyımlar atadılar.
Ülkede demokrasinin kırıntılarına dahi saldırdılar.
Varsın emekçi halkın daha çok üzerine gelsinler. Ne zaman direnmedik ki? Emekçi halk bir an olsun yılmadı. Her el uzattıkları alanda emekçi halkın tokadı ile sarsıldılar.
Çok zorluklar oluyor diyenlere, yılgınlık yok diyeceğiz.
Vazgeçmek isteyenlere, mücadele edenler var diyeceğiz.
Değişmez diyenlere, değiştireceğimizi yine ilan edeceğiz.
“Direnenler var” diyen herkesin yolu 1 Mayıs’a çıkacak.
Değişmez denilen her şey değişiyor. Katı olan her şey buharlaşıyor. Bugün riyakarlıkları ile yalnız kendi sömürücü kesimini besleyen iktidara karşı toplum hınçlanıyor. Dünyada kapitalizm sarsıldıkça, kendini sürdürebilmek derdiyle yeni yollar arıyor. Varsın arasın ama o yolların sonu yok. Emekçi halka yoksulluğu ve zorbalığı reva gören tüm yolları kapatacağız.
İşte tüm biriken itirazların yönünü belirlemek gerek.
O beğenmediğimiz iktidardan kurtulmak için de sorunun kaynağına inmek gerek.
Sorunları biraz azaltmak için değil, ortadan kaldırmak için yürüyeceğiz.
Bu sorunların gün yüzüne çıkamayacağı yarınlar için yürüyeceğiz.
Kapitalizm iyileşmez.
Biz kökten değiştireceğiz.
Emekçi halka iktidar gerek.
İnsanlığın işçi sınıfının iktidarına ihtiyacı var.
Bir avuç sömürücünün, insanlığın tüm üretimine el koyan bir avuç kapitalistin düzenini bozmaya ihtiyaç var.
Bu mülkiyet ilişkilerinin dünyayı felaketlere sürüklemesini durdurmaya ihtiyaç var.
Tüm insanlık adına en felaket kararlara imza atanların iktidarından kurtulmaya ihtiyaç var.
Kadınların kurtuluşu, gençlerin özgür yarınları, ezilmek istenen tüm kesimlerin hürriyeti ve doğanın yıkımını engellemek için insanlığın işçi sınıfı iktidarına ihtiyacı var.
Yarınlarda değil, bugünlerde ihtiyacı var.
Sırası gelince değil, sorunları bugün kökünden çözmek için ihtiyacı var.
Bu mücadeleler su olup akmamalı. Birikmeli. Taşmalı.
Tüm sorunları önümüze yığanlara karşı, tüm sorunlardan kökten kurtulmanın yolları aranmalı.
Kadınlara susmayı
Gençlere tabi olmayı
İşçilere sadakayı reva görenlerin düzenini yeryüzünden silip atmak için yürüyelim.
1 Mayıs’ta da o hedefe doğru, bir adım daha yürüyelim.
Hep beraber yürüyelim.
Üretenlerin yönettiği bir dünya için yürüyelim.
Bugünkü egemenlerin devranına son vermek için yürüyelim.