Rekabet Kurumu büyük zincir marketlere serbest piyasa kurallarını ihlal ettikleri ve aralarında anlaşarak fiyat belirleme ve karlarını arttırma faaliyetlerine giriştikleri için toplam 2 milyar 671 milyon lira para cezası verdi. Temelde serbest piyasa işleyişini bozdukları için kesilen bu ceza, Erdoğan’ın enflasyonu marketlerdeki fahiş fiyatlara bağlayan açıklamasıyla başlayan soruşturmanın sonucu.
Belli bir sektördeki büyük şirketlerin karlarını arttırmak için fiyatları kontrol altına almaya çalışması görülmemiş bir durum değil. Hatta serbest piyasanın fiili bir kuralıdır. Büyükler aralarında anlaşır, birbirlerinin alanlarına müdahaleden kaçınır. Fiyatları düşürüp küçük balıkları yutarlar ya da pazar hakimiyetlerine güveniyorlarsa fiyatları yükseltip karlarını arttırırlar. Ceza verilen market zincirleri de çok büyük ihtimalle böyle faaliyetler içindedir. Ancak bu faaliyetler ülkedeki enflasyon tablosunun ancak küçük bir parçası olabilir. Enflasyonun sebebi zincir marketler ise faturalara yapılan zamları kimden bilelim? Elektronikten giyime kat kat zamlanan ürünleri kime soralım?
TÜİK verileri bile üretici enflasyonunun tüketici enflasyonundan büyük oranda fazla olduğunu gösteriyor. Doğal gazdan benzine enerji fiyatları her hafta yükseliyor. Dolar kuru arttıkça ithalatın ve ithalata bağlı üretimin maliyeti artıyor. Bu sebeplerin hiçbirinin arkasında tek bir şirket veya tekel grubu yok. Koca bir ekonomik düzen var.
Rekabet Kurumu da esas olarak bu düzenin işleyişini korumak için orada duruyor. Patronlar serbest piyasa kurallarını çok aşıp düzenin uzun vadeli işleyişini tehlikeye atarsa ceza yazıyor, temeldeki amaç bu. Ama açıkçası güncel durumda bu bile yapılmıyor. İktidar ekonomik düzenin sonuçlarının sorumluluğundan kaçınmaya çalışıyor, talimatla günah keçisi bulduruyor. Ekonomik durumu ağırlığı iktidar üzerinde o kadar büyük bir baskı oluşturuyor ki; market zincirleriyle, yani büyük sermaye gruplarıyla bozuşmayı bile göze alıyor.
Serbest piyasa işleyişi sürdükçe ne kadar çok günah keçisi bulunursa bulunsun, ne kadar büyük cezalar yazılırsa yazılsın ekonomik krizler dizginlenemez. Bu tabloyu değiştirmenin yolu, emekçilerin örgütlü mücadeleleriyle gidişata el koymasından geçer.