Dün Meclis’ten geçen tezkereye yönelik CHP’nin ‘Hayır’ oyu kullanması birçok tartışmayı açtı. CHP’nin asıl amacından İyi Parti’nin ‘Evet’ oyu kullanmasına ve Millet İttifakı’ndaki ayrışma ihtimallerine kadar birçok konu gündeme geldi.
CHP yıllardır AKP’nin dış politikasını eleştiriyor ancak yıllardır da tezkerelere ‘Evet’ diyordu. Ancak güncel durum, yani AKP’ye verilen desteğin dibe vurması ve bir sonraki seçimdeki iktidar olasılığı CHP’yi tüm eleştirilere rağmen Evet’e değil, tüm eleştirilerle Hayır’a götürdü. İktidar krizlerin çözümünde ve toplumsal desteğini korumada başarısız oldukça CHP’nin özgüveninin arttığını yazmıştık. Tezkere gündemi de buna bağlı. Ayrıca tezkerenin iki yıllık olup seçim dönemini de içermesi, iktidar blokları arasındaki tartışmalar ve ABD ile Rusya’nın olası bir operasyona yönelik tavrı da CHP’nin kararını belirleme ihtimali olan konular.
Bunlara ek olarak, CHP ve İyi Parti’nin farklı oylar kullanması, AKP tarafından hedefe alınacaktır. Ancak bunun Millet İttifakı için köklü bir ayrışmaya yol açması mümkün gözükmüyor. Aksine tarafların kendi kararlarıyla ilgili birbirlerini bilgilendirmiş ve görüş almış olması daha muhtemel.
CHP’nin tezkere kararının en önemli noktası ise devletçi geleneği temsil eden koca bir partinin bile belli bir noktada değişebilmesidir. CHP’nin şimdiki veya gelecekteki tutarlılığı bir konu ancak asıl kritik nokta değil. CHP yönetimi ister konjonktürün zorlamasıyla, ister Kürt seçmen ve HDP ile kurmaya çalıştığı ilişki dolayısıyla olsun; tezkereye ‘Hayır’ demiş ve belli bir noktaya gelmiştir. Buradan dönüş çok zor olacaktır.