Boğaziçi'nde Sürekli, Dirençli, Kapsayıcı Mücadele Gerekiyor

Boğaziçi’ndeki özel güvenlik birimlerinin ve kayyımlığın özel çabasıyla haklarında dava açılan öğrencilerden ikisi tutuklandı. Bugün tutuklu arkadaşları için eylem yapan öğrencilerden de en az 10’u gözaltına alındı. Polisin okul çevresini tamamen abluka altına alması, öğrencilerin açıklama yapmak için okuldan bir adım çıkmasına bile izin vermemesi ve basını her yolla engellemesi, meselenin kapanmaktan uzak olduğunu gösteriyor.

Yeni kayyım İnci, yumuşama belirtisi göstermiyor aksine her yere kurulan kameralar ve özel güvenlik eliyle soruşturma süreçlerinin etkisini arttırıyor. Ancak öğrencilerin tepkileri de sönümlenmiyor.

Belli oranda yüz yüze eğitime geçilmesiyle birlikte, salgın döneminde memleketlerinde olan, okula fiziki olarak gelmemiş birçok öğrenci okula gelmeye ve kampüsleri doldurmaya başladı. Boğaziçi direnişinin önündeki mesele işte budur. Şu ana kadar okuldaki mücadeleye bir yerinden katılmamış ancak çoğunluğu oluşturanlar öğrencilerle bağlar kurulabilecek mi? Bu koca denizde yüzmek için gerekli araçlar keşfedilebilecek mi? Hem kapsayıcı, hem sürekli, hem de dirençli bir odak yaratılabilecek mi? 

Öğrencilerin her birinin görüşlerinin, eğilimlerinin veya mücadele tarzına dair farklı fikirlerinin olması bir sorun değil, çeşitliliktir. Bunun anlaşılması gerek. Bu sebeple bu çeşitliliği buluşturacak, bu çeşitlilik ile filizlenecek çoğulcu karar alma mekanizmalarına ihtiyaç var. Bugüne kadar ki çeşitli mücadele deneyimleri bize, meclisler kurularak bu çoğulculuğun mücadeleye olumlu anlamda yön verebildiğini gösterdi. Öğrencilerin hep birlikte karar alması ve hep birlikte uygulamasının imkanları yaratılırsa bu süreç, baskıları tersine çevirebilir, sürekliliğini güçlendirebilir. 

Bunlar mücadelenin en temel soruları, kolay cevapları da yok. Ancak çözümler ancak bu arayışta olunursa bulunacak. Boğaziçi’nin içindeki ve dışındaki büyük abluka ancak böyle aşılabilir. Gençlik hareketinin saman alevlerine değil; tüm üniversitelere örnek olabilecek, deneyimlerini biriktiren ve yayan mücadelelere ihtiyacı var. Boğaziçi’nde de bu ihtiyacı  karşılayacak örneklerden birinin yaratılma ihtimali var.