Erdoğan geçen hafta enflasyonun sebebi olarak market zincirlerindeki ‘fahiş’ fiyatları göstermişti. Haftasonu da bu marketlere alternatif olarak Tarım Kredi Kooperatifleri’ni işaret etti ve fiyatların ‘gayet uygun’ olduğunu açıkladı. Daha fazla şube yapılmasına başlanacağını da söyledi.
Tarım Kredi Koop. temelde çiftçilerin ürettiklerinin aracılar olmadan yurttaşlara satışını ve çiftçileri ucuz kredi imkanlarıyla korumayı amaçlıyor. Ancak bu teorik ucuzluk maalesef gerçek durumda görülmüyor. Erdoğan da kooperatiflerin ucuz olduğunu söyledi söylemesine ama diğer marketlerle fiyatları karşılaştıran kimse bu ucuzluğu göremedi. Bunun sebebi maliyetlerin yalnız aracılar nedeniyle değil, üretim aşamasında itibaren fahiş fiyatlara ulaşması. Maalesef ki kooperatif ürünleri dahi ucuz değil. Ülkede tek ucuz şey maaşlar.
İktidar, halkın pahalılıktan isyanın eşiğine geldiği her dönemde ya tanzim satışı ya da kooperatifleri işaret ederek ortaya düşüyor. Zabıtaları etiket kontrolüne gönderiyor. Madem pahalılıkla mücadele için iktidar 'yetki' kullanabiliyor o zaman diğer zamanlarda bu yetki neden yok? Her gün serbest piyasacı olanlar, sadece böylesi günlerde kamucu kesiliyor.
Tarım Kredi Koop. yıllardır durduğu yerde duran, kamu kaynaklarından ne kadar destek alabildiği şüpheli, bu nedenlerle de aracısız şekilde bile fiyatlarını düşüremeyen bir kurum. Alış-satış hacminin küçüklüğü, şube sayısının azlığı gibi sebepler de buna yol açıyor. İktidarın aklına da buradaki mantıksızlık şu vakte kadar gelmemiş. Amacı ucuz ürün sunabilmek olan kooperatifin fiyatları diğer marketlerle aynı kalmış. Yumurta kapıya dayanınca da her gün reddettikleri 'kamu müdahalesini' bir alternatif olarak sunulmaya çalışılıyor.
Tüm bu eksikliklerin nedeni de AKP’nin serbest piyasanın olağan işleyişi dışında bir ekonomi politikasının olmamasıdır. Tüm iktidarlarını kamu işletmelerini özelleştirmekle, kamu kaynaklarını özel şirketlere aktarmakla ve kamunun sağlık, eğitim gibi tüm alanlardaki inisiyatiflerini satışa çıkarmakla geçirenlerin başka bir görüşü de zaten olamaz. Ama işte bu anlayışın sonucu ekonomik krizdir, olmayan ucuz ürün varmış gibi yapmak zorunda kalmaktır. Serbest piyasaya kamu müdahalesinin kırıntısına sarılmaktır. Çünkü asıl çözüm net.
Kamu her türlü temel ihtiyacın üretimini yapabilir, yapmalıdır. Üretici ile temel ihtiyaçlara ulaşmaya çalışan halkın arasına giren her türlü aracılık ortadan kaldırmalıdır. Kamu, halkın yararına üretim ve denetim mekanizmalarıyla, halkın kaderini kimsenin insafına bırakmamalıdır. Hastaneler, okullar, kreşler, yemekhaneler vb. temel ihtiyaçlar halka doğrudan ve ücretsiz sunmalıdır. Çünkü beslenme, barınma, sağlık ve eğitim hakları serbest piyasanın dalgalı sularına bırakılamayacak kadar temel haktır. Çözüm patronlardan 'ahlak' beklentisi değil, o ahlaksızlığın kendisi olan serbest piyasa ekonomisinin ortadan kaldırılmasındadır.