Okullar bugün salgının ve etkisi gittikçe artan bir ekonomik krizin gölgesinde, belirsizliklerle birlikte açıldı. Milyonlarca aile kara kara zorluklarla dolu bu dönemi nasıl atlatacağını düşünmeye başladı. Emekçi Hareket Partisi’nin yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla ilgili yaptığı açıklamayı paylaşıyoruz:
Her Öğrenciye Nitelikli ve Parasız Eğitim,
Her Veliye Maddi Destek
Okullar bugün itibariyle açılıyor, iki yıldır sıra yüzü görmemiş çocuklar, gençler bugün ders başı yaptı. Yapsınlar tabi, eve kapanmak ve arkadaşlarını ekranlarda görmek yerine okulda bir arada olsunlar. Dikkatlerini sağlamakta zorlandıkları online derslere girmektense, eğitim yaşamlarına geri dönsünler. Sağlıklı bir eğitim yılı geçirebilecekler mi meçhul. Mevcut iktidar iki yıldır her yer açıkken kapalı tuttuğu okulları sonunda açıyor ama aşı olan ve olmayan herkesi eşitleyip bir yere dolduruyor. Cevapları henüz yanıtlanmamış pandemi soruları bir yanda, geçim yükü bir yanda.
Siyasi iktidar en çok eğitimin parasız olduğu ile övünüyor. Koca bir yalan. Üç beş ders kitabını öğrenciye ücretsiz dağıtmanın, parasız eğitim demek olmadığını her veli çok iyi biliyor. Her yılın Eylül ayı, veliler için borçlanma ayı, biriktirdiklerini eğitim için harcama ayı. Harç ödenmeyen sıradan bir devlet okuluna bir öğrenci göndermek bile, asgari ücretin ortalama ücret halini aldığı ülkede bir emekçi için büyük bir külfet. Kaldı ki esas dert, çocuklarına “gerçekten” nitelikli bir eğitim almak isteyen veliler için özel okullara milyarlar harcamak zorunda kalınca başlıyor. Özel okullar artık lüks ve tercih olmaktan çıktı. Devlet okullarında eğitimin içi boşaltıldı ve eğitim artık neoliberalleştirildi. “Nitelikli eğitim isteyen özele gitsin” deniliyor. Veliler yemiyor, içmiyor çocukları nitelikli eğitim alsın diye “iyi okul” arıyor. Mezun olunca iş bulacak mı belli olmayan bir nesil için, iyi eğitimden başka şans var mı? İşsizliğin kol gezdiği ülkede çocuklarına özel okullarda eğitim aldırmaya çalışmak için veliler borçlanıyor da borçlanıyor. Bunun daha da ötesi, eğitim harç ödemekten ibaret değil.
Bir çocuk ders başı yapana kadar geçen sürede, ondan sorumlu olan velinin yerine getirmesi gereken pek çok iş var. Kırtasiye masrafı, okul kıyafetleri, servis ücretleri, toplanmaya fiilen devam eden hatta artık IBAN gönderilerek istenen katkı payı gibi farklı türde pek çok harcama, zaten yeterince zor geçinen emekçi halkın uykularını kaçırıyor. Tabii okula giden bir çocuk veya bir genç yalnızca okula da gitmez. Çocuğu olan herkes, çocuğunun iyi bir okulda iyi bir eğitim almasını, derslerinden kalan vakitlerinde de arkadaşlarıyla güzel vakit geçirebilmesini, konserlere, etkinlikliklere gidebilmesini, yiyip içebilmesini de ister. Harçlık vermek lazım. Fakat kira, fatura, mutfak masrafından hemen sonra gelen okul alışverişlerini, okul katkı paylarını atlatabilirseniz çocuğunuza harçlık, ancak kalanlarla ‘mümkünse’ verebilirsiniz.
Devlet, eğitime dair tüm harcamaların yükünü velilerin sırtından almak zorundadır. Eğitimin parasız olması demek yalnız kitaplar değil, eğitim araç gereçleri de, kıyafetleri de, öğrencilerin sosyal yaşamları ve geçimleri de devlet tarafından temin edilmesi demektir. Eğitim yıllarında üretimde olmayan, emeğini satamayan, geliri olmayan bir kuşağın ihtiyaçlarından sorumlu olanlar veliler değil, devlettir. Bu da evrensel bir haktır. Ülkede zamlar, yoksulluk ve işsizlikle boğuşan emekçi halkın borçlarının, en büyük payını eğitim giderleri oluşturuyor. Bu borçlar devlet tarafından silinmelidir. Patronların, müteahhitlerin borçlarını bir kalemde silenler için bu da büyük bir dert değildir. Kalemden defterden toplanan vergiler, eğitimin parasız olmadığının en açık kanıtıdır. Devlet ayrıca fiilen eğitim yükünü omuzlarına bindirdiği velilere maddi destek sağlamak zorundadır.
Her eğitim öğretim yılının açılışında emekçi halkın sessizce bir köşede mücadele ettiği bu sorunu, yüksek sesle dile getirmenin gerektiğini söylüyoruz. Bu sorun, velilerin bu ülke koşullarında çözebilecekleri bir zorunluluk değil, devletin üzerinden attığı sorumluluğudur. Bu hakkını almak, bunun için mücadele etmek her yurttaşın hem hakkı hem de görevidir. Her öğrenci nitelikli ve parasız eğitime ulaşabilmelidir. Her veliye maddi destek sağlanmalıdır. Çünkü eğitim ticaret kapısı, değil evrensel haktır.