Esas Baraj AKP'nin Eğitim Sistemi

Bahçeli’nin çağrısı ve bunu emir belleyen YÖK’ün jet hızıyla yaptığı çalışma ile üniversite sınavlarında ek bir tercih süreci olacağı, bu süreçte de sınav barajlarının düşürüleceği açıklandı. Erdoğan düzenlemeyi ‘gençlere müjde’ olarak sundu. Kararın nedeni olarak salgın koşullarının eğitim süreçlerine verdiği zarar ve kontenjanların boş kalacak olması gösteriliyor. 
 
Ancak barajın düşürülmesi ülkedeki eğitim politikalarının çöküşünü hatırlatmaktan başka bir işe yaramadı. Sınav sistemindeki eşitsizlikler, niteliksiz üniversite eğitimi, salgın sürecinde çökmüş uzaktan eğitim ve genç,üniversite mezunu işsizlerin oranı… Barajların düşürülmesinin bu temel sorunlardan hiçbirine etkisi yok. Düşük barajlarla dolacak bölümlerin kimseye nitelikli bir eğitim sağlayacağını düşünen de yok. Kararın tek getirisi AKP ve MHP’nin yaptığı iki günlük propaganda.
 
Hem lise, hem de üniversite eğitimindeki sorunlar ise iki günlük meseleler değil. Ziya Selçuk’un istifasıyla tekrar gündeme gelen bir gazete kupürü, MEB politikalarının on yıllardır süren başarısızlığını anlatıyor. Haberde 2002’den beri gelen her eğitim bakanı daha önceki sistemi suçluyor ve kökten değişikliğe gidileceğini açıklıyor. 2021 yılında ise sonuç ortada. Bakanlığın verdiği lise ve ilköğretim eğitimi, öğrencilerin özel kurslarından arta kalan vakitlerinde oyalanmaları için hazırlanmış gibi. Nitelikli eğitim iddiası tamamen özel sektöre bırakılmış durumda. 
 
Üniversite sınavları ise bu eşitsizliği liseden üniversiteye taşıyan kayışlar görevini görmekte. Yalnızca belli imkanlara sahip olan küçük bir kesim, sayısı iyice azalmış, nitelikli eğitim iddiası olan devlet üniversitelerine gidebiliyor. Geri kalan çoğunluk ise özel üniversitelere ya da bir üniversite eğitiminden çok sertifika programı gibi duran bölümlere mahkum kalıyor. Özel üniversitelerdeki eğitim kalitesi bile tartışmalı durumda. Bunların üzerine artık tamamen bitirilmiş olan kampüs hayatı deneyimlerini ve YÖK’ün üniversitelerdeki tüm siyasi özgürlükleri bastıran işlevini de ekleyelim.
 
Son basamakta ise eğitimin niteliği ne olursa olsun gençlerin önüne çıkan işsizlik var. Yıllarca süren bir eğitim sürecinin asıl amacının yalnızca iş bulabilme olması bile düşük bir seviyedir. Ancak ülkedeki eğitim sistemi artık bunu bile başaramamakta. Ülkedeki ekonomik kriz eğitim seviyesi ne olursa olsun çok geniş kesimleri işsiz bırakıyor. İş bulabilenleri ise asgari ücret, uzun mesai saatleri ve her adımda haklarına el konulması bekliyor.
 
Görüldüğü gibi eğitim sisteminin sorunlar temelde ve çok derin. Bir günde alınan baraj düşürme kararının, bu sorunlar karşısında bir arpa boyu ilerleme getirmeyeceği de açık. Erdoğan ve Bahçeli de bunu biliyor ancak propaganda yapma ihtiyaçları her şeyin önüne geçiyor. Eşitsizlik, niteliksiz eğitim, aslında var olmayan üniversiteler vb. birçok sorun yeni nesillerin önünde bekliyor.