Yangın felaketleri hala sürerken Cuma akşamından beri özellikle sosyal medya üzerinden yapılan bazı haberler yangın bölgelerinde canları burnunda insanların öfkelerini tehlikeli yönlere sürüklemeye çalışılıyor. Daha yakın zamanda göçmenler üzerinden sahte haberler yapıp yayan bazı kaynaklar bu sefer de yangınları kendi amaçları için manipüle etmeye uğraşıyor.
Bu mesele elbette yalnızca paylaşım sayılarını arttırmaya çalışan sosyal medya hesaplarının ortaya çıkardığı bir sorun değil. Ortada planlı ve organize, gerektiği yerde bireysel görünümlü sahte hesapları kullanan, gerektiği yerde genellikle milliyetçilere hitap eden haber sitelerinin haber görünümlü paylaşımlarına dayanan manipülasyon çabaları var. Bu paylaşımların hepsinin ortak noktası, yangının sebebiyle ilgili özellikle Kürtlerin, daha az miktarda da göçmen grupların ve yabancıların hedef gösterilmesi, bu asılsız haberlere dayanarak yeni provokasyonların hedeflenmesi. Ancak beklenmeyecek şekilde Süleyman Soylu bile bu iddiaları reddeder pozisyonda. Belediye başkanları ve kolluk güçlerinin yaptıkları açıklamalar, bu paylaşımlarda iddia edilen şekliyle bir ele alışın AKP tarafından bile yenir yutulur bir tarafı olmadığını gösteriyor.
Bu paylaşımların sebeplerini ve amaçladıklarını iktidar içi grupların uzun süredir devam ayrışmalarından ayrı düşünmek çok zor. Yangınların asıl sebebinin tüm Akdeniz ülkelerinde görüldüğü üzere sıcaklık, hava şartları ve küresel ısınma olduğu açıkken, böyle bir felakete dışarıdan müdahale etme çabası bize hala ne kadar tehlikeli bir süreçten geçtiğimizi hatırlatmalı. Karşımızda 10 Ekim gibi büyük bir katliama yol verip düzenleyebilenlerin olduğunu unutmamalıyız. Kendi iktidar içi çatışmalarını kitleleri birbirlerine kışkırtarak, katliamlar organize ederek çözmek bu grupların alışkanlıklarına işlemiştir. Ellerine geçen her fırsatı bu yolda kullanacaklarından şüphe duymak çok zor. Önümüzde bu tehlikelerle dolu bir sürecin olduğu da kesin.