Erdoğan’ın Biden ile yüz yüze görüşmesinden sonra gündeme gelen Afganistan’daki Kabil Havaalanı’nı koruma görevinin Türkiye’ye verileceği hemen hemen belli oldu. Erdoğan ve Akar, teknik ayrıntılar üzerinde görüşmelerin devam ettiğini anlatıp kendilerini ağırdan satıyormuş gibi gösteriyor ancak Erdoğan’ın dayatılan koşulları reddetme lüksü yok. ABD ile ilişkilerin düzeldiğinin gösterilmesi kritik önemde.
Önceki dönemde Suriye ve Libya’daki askeri müdahaleler iktidar tarafından kendi emperyal çıkarlarının peşinde kurgulanıyordu. Dayanak noktaları Batı’nın emperyal güçlerinin kendi aralarındaki çatışmalar ve azalan hegemonik etkileriydi. Afganistan’ gidiş ise tamamiyle ABD’nin çıkarları için planlanıyor. Son iddialara göre Suriye’deki cihatçıların Karabağ’dan sonra Afganistan’a da taşınması öngörülüyor.
ABD 20 yıllık savaş sonunda Taliban karşısında kesin bir yenilgiyi kabul etmiş durumda. Taliban Afgan hükümetine karşı ülkenin geniş bir kesiminde kontrolü ele geçirdi, barış görüşmelerine eli kuvvetli şekilde gitmek istiyor. ABD’nin izinden tüm yabancı ülkeler Afganistan’dan çekilirken Türkiye’nin üstleneceği koruma görevi, dış politikada elin ne kadar düşürüldüğünü gösteriyor. Erdoğan’ın esip gürleme seanslarının izi yok. ABD ne derse paşa paşa gidilecek. Yabancı güçlerin çekilmesini barış görüşmeleri için şart koşan Taliban ise Türkiye’nin diğer ülkelerden ayrı bir konumda tutulmayacağını açıklayıp üstü kapalı tehdit ediyor.
ABD ile görüşmeler sonucunda Afganistan’da üstlenilecek görevin ne Afganistan ne Türkiye halklarına bir faydası yok. Daha birkaç sene önce ellerinin ulaşabildiği her yerde savaşlara dahil olup kendi çıkarlarını kovalayanlar şimdi de emperyalizmin taşeronluğunu üstlenmek için uğraşıyor. Tüm dünyada emperyalist müdahaleye ve savaşlara karşı çıkacağız. Türkiye’nin dışarıda kovaladığı savaş politikalarını durduracağız.