Küba'da Emperyalist Müdahale, Türkiye'de Liberal Gevezelik

Küba’da hükümete karşı başlayan ABD kaynaklı protestolar Türkiye’deki liberallerin  dikkatinden kaçmadı. ABD’nin işaret ettiği yoldan, Küba’daki protestoların ne kadar büyük demokratik gelişmeler olduğunu ancak solcuların Küba’daki hükümeti savunmak için bu demokratik eylemlere karşı çıktıklarını anlatmaya soyundular. 
 
Son 200 yılda hangi kesimin demokratik hak ve özgürlükleri savunduğuna ve bunları kazandığına baktığımızda bile anlatılanların ne kadar havada kaldığını görebiliriz. Güney Amerika’nın tarihi ABD’nin türlü çeşitli darbe girişimleri, solcu liderlere suikastleri, kendine bağlayabildiği her kesimi solcu iktidarların aleyhine harekete geçirmesi ile doludur. Tarih dediysek çok uzağa gitmeye bile gerek yok. Daha yeni Venezuela ve Bolivya’da yaşananlar bile ABD’nin müdahalelerine yeterli kanıtı oluşturur. Seçilmiş hükümetlere darbe yapmaya çalışmak, karşı koyanları katletmek, muhalifleri bastırmak için kontrgerilla örgütleri fonlamak... Bunlar herhalde fikir ve ifade hürriyeti içinde sayılamaz, ancak liberaller elbette bunların üstünden atlamayı seçerler.
 
Küba’da yapılan eylemlere karşı çıkmak demek zaten Küba halkının protesto hakkına karşı çıkmak demek değil. Küba’da protesto edilecek hiçbir mesele olamaz demek hiç değil. Ancak ABD’nin ülkeye uyguladığı ambargo ve sürekli sallandırdığı dış müdahale kılıcı siyasi değerlendirmeye katıldığında, problemin asıl kaynağının hükümetin yetersizliği olmadığı da açık. ABD’nin meşru hükümetlere yönelik tutumu göz önüne alındığında meselenin fikir ifade hürriyeti üzerinden konuşulamayacağı da ortada. Solcu olmanın dünyadaki tüm meselelerde ‘sokağa çıkanların’ yanında olmayı gerektirdiğini düşünmek romantik bir saçmalıktan başka bir şey değil. Her eylemin, her protestonun siyasi değerlendirmesinin yapılması gerekir. En temel siyasi değerlendirmeye göre de Küba’daki protestolar halkın çıkarlarını ilerletici değil geriletici özelliktedir. Bunlara karşı sert polis müdahaleleri ve göstericilere şiddet uygulanılması savunulamaz, ancak eylemlere destek verilmesi de söz konusu olamaz.
 
Türkiye’deki liberaller ise böyle konulara atlayarak ancak kendi dar kafalıklarını tekrar tekrar kanıtlamaktadır. Herhalde ABD’nin dünyanın her noktasında başlattığı savaşlara, desteklediği darbelere, müdahale ettiği meşru hükümetlere söyleyecek tek bir sözü olmayanların evrensel anlamda fikir ifade hürriyetiyle alakalarının olmadığı herkes için açık olmalı. Onlar yalnızca tutarlı olma kaygısı gütmeden ABD’nin çıkarları neyi işaret ediyorsa oraya koşarlar, Küba meselesinde de yaptıkları bu. Küba’daki halkın asıl sorunu hükümetleri değil ABD’nin emperyalist müdahaleleridir. Devrimi savunan Küba halkı dünya çapında liberalleri rahatsız etmeye de devam edecektir.