Peker’in dün Twitter hesabından açıkladığı iddialar, bir süredir devam ettiği dolandırıcılık, yolsuzluk gibi iddiaların seviyesini tekrar yukarı çekti. Peker asıl bileti aldığı konumu hiç unutmuyor ve ‘devletin kendi derin işleyişinin dışında’ bir silahlanma faaliyetinin yapıldığını iddia ediyor. Bu organizasyonun ortasında ise Soylu’yu işaret ediyor.
Peker yazdıkları ile bir yandan Soylu’nun sözcüsü olduğu grubu hedef alıyor, bir yandan da devletin karanlık işlerini temize çekmeye çalışıyor. Dün yaptığı paylaşımlarda halkı silahlandırmanın derin devlet tarafından yapılmasının meşru olduğunu ancak Soylu’nun böyle bir işleyiş için de olmadığını her fırsatında vurguluyor. Soylu’nun suç organizasyonlarını takip eden grupların varlığını da tekrarlıyor. Peker böylece devlet içindeki bir grubun kendi arkasında durduğunun da işaretini veriyor. Son kertede amacının Soylu’nun temsilcisi olduğu grup ya da grupların devlet içinden tasfiyesi olduğu da ortaya çıkıyor.
AKP’nin 15 Temmuz sonrası kendilerine yakın grupları kendine bağlı bir tür milis gücü olarak silahlandırıp eğittiği iddiası yeni değil. Daha önce SADAT, çeşitli tarikatler ve farklı illerdeki eğitim kampları üzerinden ortaya atılan iddiaların doğruluğu şimdiye kadar kanıtlanmış değil ancak AKP’nin kendine bağlı böyle bir gücü istememesi için hiçbir sebep yok. Peker’in iddiaları bu tartışmaları bir seviyede doğru çıkarıyor ancak organizasyonun yalnızca Soylu’ya bağlı olarak gösterilmesi, devlet içinde bu konuda var olan bir çatlağı da işaret ediyor olabilir. Soylu, Erdoğan ve Bahçeli arasında bir düğüm noktası olmaya devam edecek. Görünüşe göre Peker hala devlet içinden güncel bilgilere ulaşmaya devam ediyor ve iddialarını buna göre planlıyor.
Bizim ise Peker gibi ‘asıl devlet yaparsa meşrudur’ diyecek bir durumumuz yok. İster Soylu’nun kendi inisiyatifiyle, ister Peker’in işaret ettiği asıl derin devlet eliyle organize edilsin, bu tür silahların dönüp dolaşıp kimleri hedef alacağı açık.