İsrail, Filistin üzerine işgal politikalarına yeni provokasyonlarla devam ediyor. Filistin halkı yıllardır tüm dünyanın gözü önünde işgalci İsrail'e direnmeye devam ediyor. İsrail'in son provakasyonu Doğu Kudüs'ten Filistin halkını sürgün etmeye kalkışmak oldu.
Bölgenin emperyalist gücü İsrail ve emperyalist ortağı ABD, Filistin halkına yıllardır etmediği zulmü bırakmadı. Yıllar boyunca Filistin’in yanında olduğunu söyleyen ülkeler ise kınama açıklamaları ardından emperyalistler ile anlaşmalarına devam ettiler. Ne iktidarlar değişti, ne dönemler değişti bu ikiyüzlülük değişmedi. Bunun en öne çıkan örneklerinden biri de her dönem Türkiye oldu.
AKP iktidarı kendi döneminde, dünyaya “Filistin’e yapılan zulme en çok karşı olan ülkeyiz” iddiasından bir gün olsun geri durmadı. Ne tesadüf ki, Türkiye ve İsrail arasındaki ekonomik ilişkiler en çok AKP hükümetleri döneminde büyüdü. AKP’den önceki dönemlere göre İsrail ile Türkiye’nin ekonomik ilişkileri tam iki buçuk kat büyümüş. Bu durumun en hazin açıklaması yakın dönemde İsrail Başbakanı Netanyahu’dan gelmişti hatırlayacaksınız: "Bir zamanlar Erdoğan bana her üç saatte bir Hitler derdi. Şimdi altı saatte bir diyor, ama tanrıya şükür ki ticaretimiz büyüyor"
Hep dillerinde “müslüman kardeşliği” ve “emperyalizm karşıtlığı” var. Uygulamaya gelindiğinde ise bir gün olsun tutarlı olamadılar. Olamazlar da. BM konseylerinde Aylan bebeğin fotoğraflarıyla “Eyy” hamaseti ardından aynı yıl İsrail ile ihracat rekorları kırdılar. Mavi Marmara saldırısı ardından da aynı şekilde bol hamaset yaptılar ama tazminatları alıp konuyu kapattılar. Sözde kardeş Filistin ama o kardeşin düşmanı İsrail ne yapsa ne etse her dönem yine “dost” olabiliyor.
“Şu koca Ortadoğu'da herkes “müslüman kardeşi” de, bir İsrail nasıl durdurulamıyor?” diyenler yok mudur? Sorulsun da meselenin müslümanlıkla, kardeşlikle ilgili olmadığını yeniden ilan edelim. Emperyalizm budur. İsrail siyonizmi, tüm gücünü emperyalist gücünden alıyor. Kardeş hamaseti yapan tüm ülkelerin, emperyalizm heveslisi olarak sırada beklediğini görmek için çok derine inmeye gerek yok. Erdoğan’ın tabiriyle: “paranın dili dini ırkı yoktur”
Bu kapitalist dünya düzeninde halklara kardeşlik yok. Emperyalist politikalardan kardeşlik çıkmaz. Dünya halklarının özgürlüğün yolu; rekabetçi, emperyalist, kapitalist dünya düzenini alaşağı etmekten geçer.
Filistin’in kaderine emperyalistler, siyonistler değil orada yaşayan halklar karar verecek. Sosyalistlerin, tüm dünya halklarının özgürlüğü için yaklaşımı budur. Bu yaklaşım, kendi yaşadığı coğrafyadaki halklar söz konusu olduğunda da değişemez.