Tek Kişinin Çıkarı İçin Sözleşmeleri Feshetme Siyaseti

İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesi kararı yalnızca kadınlara yönelik bir saldırı olarak ele alınmamalıdır. Esasında İstanbul Sözleşmesi kararı ile AKP, LGBTIQ+ lara ayrımcılığı körüklüyor. Devamında ise Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasıyla beraber konuya daha bütünsel bakma ihtiyacımız doğuyor.

AKP’nin uluslararası sözleşmeleri tartışmaya açarak yapmaya çalıştığı düzenleme tüm kararları tek kişinin iki dudağı arasına olduğunu göstermeye çalışmaktır. Bir toplumun ya da ülkelerin uzlaştığı sözleşmeleri AKP, güncel çıkarları için fesh etmeye çalışıyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yükümlülükleri de, devletler arası uzlaşmaları da Erdoğan’ın belirlemesi üzerine bir süreç işliyor. 
 
AKP, İstanbul Sözleşmesi kararıyla beraber toplumun modern yaşam tarzına ilerleyişini kendi muhafazakar politikalarıyla geriletmeye çalışıyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açarak devletlerin uzlaştığı bir sözleşmeyi kendi çıkarına yok etmek istiyor. Erdoğan kendi iktidarı için farklı dinamiklere yönelik bütünsel bir siyaset izliyor. Her bir kararını kendi çıkarları doğrultusunda düzenlemeye çalışıyor. O nedenle hiçbir kararı tekil ele alamayız. Erdoğan’ın uyguladığı siyaset bütünseldir, bizim ona karşı siyasetimiz de bütünsel olmalıdır.
 
AKP İstanbul Sözleşmesi'nden tek taraflı feshettiğini açıkladı, Montrö tartışması ile de bu şekilde kararların devam edebileceğini gösteriyor. Erdoğan her konuya tek başına müdahale imkanı yaratmak istiyor. Tek kişinin toplumlar aleyhine vereceği kararları değil, emekçi yığınların toplumun lehine vereceği kararlardan yana olmalı ve bunun için mücadele etmeliyiz.