Ukrayna’da başlayan süreç karşısında hem AKP iktidarının almaya çalıştığı konum, hem de Rusya’ya karşı yaptırımların orta vadeli sonuçları Erdoğan’ı içeride ve dışarıda daha çok sıkıştıracak.
Şu ana kadar AKP sözcüleri savaşla ilgili hem arabuluculuk çağrıları yaptı, hem Rusya’nın saldırısını kınadı, hem yaptırımların ağırlığını eleştirdi. Ukrayna tarafından gelen bilgilere göre bu açıklamaların arkasında ülkeye SİHA yollamaya devam etti. Tüm bunlar siyasi iktidarın dışarıda belli bir döneme kadar yürütmeye çalıştığı sözde denge politikasının sonuçları. Türkiye her ne kadar NATO’nun üyesi olsa da, Erdoğan birçok gündemde Batı bloğuna karşı Rusya ile yakınlaşma tehdidini hep cebinde tutmak istiyordu. Ancak son dönemde böyle çıkışların iktidarın yararına sonuçlanmadığı kesinleşti. Kötüleşen ekonomiyle birlikte geçmişte ilişkilerin koparıldığı birçok ülke ile yeni sayfalar açıldı. Mısır, BAE ve İsrail bu durumun en keskin örnekleri. Bu ülkelerle açılan yeni sayfaları sadece bu ülkelerle kurulacak ilişkiler olarak değil, tüm Batı bloğu ile yeniden organize edilen geniş bir dış politika anlayışı olarak değerlendirmek gerekir.
Bu gerekliliğin nedeni de elbette gittikçe kötüleşen ve dışarıdan gelecek sıcak paraya mahkum olan ekonomi ve gelecek seçimler.
Ukrayna savaşı siyasi iktidar için böyle bir dönemde geldi. Yani dış politikada karar verilen yeni eğilimin samimiyeti tüm Batı dünyasının histerik bir şekilde atladığı Rusya karşıtı kampanyaya katılıp katılmamak gösterecek. Şu ana kadar buna yönelik bir adım atılmadı. Dışarıdan görülene göre Montrö Anlaşması’nın uygulamaya konulması bile tereddütlü bir karar oldu. Erdoğan’ın arabulucuk söylemlerine ve tereddütlü yaklaşıma rağmen yapılan SİHA teslimatı ise siyasi iktidarın içinde bulunduğu çelişkili durumun en önemli işareti oldu.
Son olarak, siyasi iktidarın ekonomik gidişatın su üzerinde tutulması için döviz ihtiyacı çok fazla. Bu ihtiyacı karşılayabilmesi en olası odak Batı ülkelerinden gelecek ‘yatırımlar’ ancak bu derecede olmasa bile ülke ekonomisini rahatlatan bir diğer döviz girdisi de turizm. Eğer Rusya’ya başlatılan yaptırımlar yaza kadar sürer ve Rusya’dan gelecek turistlerin ödeme olanakları kapalı olursa, ekonominin bir darbe de buradan alacağı açık.
Ukrayna’daki savaşın orta ve uzun vadeli sonuçları, Rusya’ya yönelik yaptırımların süresine ve seviyesine bağlı olacak. Yine de AKP iktidarının geçmiş politikaları, Biden’ın Rusya ve Çin’e karşı toparlamaya çalıştığı ‘Demokrasi Bloğuna’ sorunsuz girmesinin önünde bir engel. Türkiye yeni dönemde geçmişi unutturup bu yeni savaş organizasyonunun bir parçası olmak elbette isteyecek. Ancak bu da AKP seçmeninin desteğinin bir kısmını Batı ülkelerine karşı çıkarak toparlayan Erdoğan için pürüzsüz bir seçenek değil.