Erdoğan AKP kongresinde aileyi, değerleri, eğitimi ve kültürü birinci sıraya koydu. Evlenmeyen gençler, çocuk yapmayan aileler büyük bir sorun. Kendisi de "Çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı." diye ifade ediyor. Bu değerlendirmeye hak verebiliriz ancak bundan geriye dönüş pek mümkün değil. Toplum değişti, değişiyor.
Gençler kendi geleceği için üniversiteye gitmeye, ardından hayatını kazanmak için iş bulmaya çalışıyor. Özellikle genç kadınlar kendi ayakları üzerinde durma çabasını zorlukları aşmak için, önemli ve "bağımlı" bir yaşam sürmemek için çıkış yolu olarak görüyor. Daha hayatın en başında bazen ebeveynlerine bazen hayat şartlarına karşı bu mücadeleyi veren gençler özgürlüğü için de daha fazla engeli aşıyor. Bu mücadeleyi verenler doğal olarak muhafazakar çekirdek aile hayaliyle yaşamına devam etmiyor.
Diğer yandan kadınların çalışma hayatına katılması geçinebilmek için neredeyse mecburi halde geldi. Mecburi olmasa da kadınlar evde börek açıp, kahve pişirmeyi bir hayat olarak görmüyor. Toplumsal cinsiyet rolleri giderek daha da zayıflıyor. Kadın kurtuluş mücadelesinden aldığı güçle de tüm kadınlar kendi hayatlarında daha fazla özgürleşmenin, modern bir yaşam sürmenin mücadelesini veriyor.
Hepsi bir kenara artık insanlar kocaman şehirlerde yaşıyor, sosyal medyadan dünyayı görüyor. İnsanlar, kendi ailesinde görmediği, o zamana kadar öğütlenmiş gelenekler dışında bir sürü farklı yaşam biçimleriyle karşılaşıyor. Bu ileriye gidişi durdurmak mümkün değil. AKP geriye dönüşü hedefleyebilir ama tarihte bunu başarabilen yok.