Medyaya sızdırılan ve yandaş medyada yapılan bazı haberler, iktidarın asgari ücret görüşmelerinde alacağı olası tutumu şimdiden gösteriyor. İktidarın beklenenin üzerinde bir zammı gündemine aldığı anlaşılıyor.
Ekonomik kriz sermaye kesimleri arasındaki tartışmaları alevlendiriyor ancak iktidarın hesaba katması gereken önemli bir kesim daha var. AKP seçimin 2023’te yapılacağını tekrarlıyor ama içinden geçilen kriz süreçlerinin buna izin vermemesi de olası. Bu nedenle iktidar açısından 2022 yılında yapılacak bir seçime hazırlık yapılması önemli. Burada da iktidara verilen desteği eriten en önemli etken, yani ekonomik krizin sonuçları devreye giriyor. Burada ‘Sorun yok’ söylemleri işe yaramıyor. Somut durum acı bir gerçek olarak ortada duruyor.
Önümüzdeki asgari ücret süreci, iktidarın kısa süreli de olsa bu sonuçları hafifletmesi için bir imkan sağlayacak. Asgari ücrete yüzde 25 ila 35 arasında yapılacak bir zam, ekonomiyle ilgili tartışmaları hafifletip iktidarın elini güçlendirebilir. Ücretlerden alınan vergiler asgari ücret alan geniş kesimleri rahatlatacak şekilde düzenlenebilir. Son dönemde yaptırılan haberler böyle bir eğilime girildiğini gösteriyor.
Ancak elbette asgari ücrete zam yapmak bu kadar kolay değil. Ekonomik gidişat ortada. Kamu kaynakları ihalelerle büyük oranlarda şirketlere dağıtılmaya devam ediyor. Ayrıca asgari ücret zammı ülkedeki emekçilerin küçük bir kısmını ilgilendirmiyor. Yapılacak bir zam neredeyse ücretli çalışan herkesin maaşının artması anlamına gelecek. Böyle bir zammın AKP’nin yanındaki patronların bile işine gelmeyecek ve iktidarın bir de onları ikna etmesi gerekecek.
Bu olasılıkların nasıl hayata geçtiğini önümüzdeki birkaç ayda göreceğiz. Ancak iktidarın asgari ücrete yüklü bir zam yapma olasılığı, kapitalist bir düzen için olağandışı bir durum değil. Mevcut ekonomik düzen ve onun iktidarları, geniş emekçi kesimleri yalnızca baskı aygıtlarıyla sindirmez. Bundan daha büyük oranda rızalarını almak ve ikna etmek zorundadır. İktidara verilen desteğin erimesi bu süreçte rıza ve ikna taraflarının ağırlaşmasına sebep olabilir.
Asgari ücret mücadelesi, çalışanların yüzde 40’ının asgari ücret aldığı bir ülkede elbette tüm emekçiler için büyük önem taşır. Ancak yukarıda yaptığımız değerlendirmeden gündemin sınırları da anlaşılabilir. Yalnızca yıl sonlarında, yalnızca seçim süreçlerinde yükseltilecek değil, yılın her günü üretilecek ve uygulanacak bir emekçi siyaseti için işçilerin örgütlü gücünü var etme hedefindeyiz.