Her gün yaklaşık 200 kişi koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirmeye devam ediyor. Ancak bugün yaşamını yitiren iki kişi aşı karşıtı fikirlerin nasıl sonuçlara vardığını gösteriyor.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ve Hayy Kitap sahibi Tevfik Rauf Baysal’ın yaşamlarını yitirdikleri duyuruldu. Asiltürk’ün ölüm nedeni korona olarak açıklanmasa bile 13 Eylül tarihinde korona nedeniyle hastaneye yattığı açıklanmıştı. Asiltürk’ün maske ve mesafe önlemlerini almadığı ve aşı da olmadığı söyleniyor. Baysal ise salgın önlemlerini reddeden ve kendi ‘doğal’ tedavilerinin reklamını yapan birçok şarlatanın kitabının basıldığı Hayy Kitap’ın sahibiydi.
Elbette bu iki kişinin yaşamını yitirmesi, istatiksel açıdan bilimsel bir veri oluşturmuyor. Ancak kamuoyunda belli bir yeri olan, yine de toplum sağlığını bilimsel bir şekilde ele almamış bu kişilerin hastalık kapmasının sembolik anlamı büyük. Bilimsel bir bakış ilk başta somut sonuçları ve ihtimalleri ele alır. Salgın önlemlerinin ve aşıların ölüm ve hastalanma oranlarını ne kadar çok düşürdüğü bilimsel açıdan tartışılmaz. Tüm bunları dar, komplocu bir bakış açısından ve kendi küçük çıkarlarının peşinde reddetmek, bilimsel gerçekleri aşmaya yetmiyor.
Asıl suçu ise halihazırda yaşamını yitiren kişilerde arayamayız. Hala birçok doktor, sözde uzman, yazar çizer ve şarlatan aşı karşıtlığını pompalamaya devam ediyor. Komplocu fikirleriyle aşı olunmasına engel oluyor ve ölümlere sebep olmayı sürdürüyor. Bu engellenebilir ölümlerin sorumluları onlardır.