İlk denemede AYM’nin reddettiği HDP’yi kapatma iddianamesi, 7 Haziran seçimlerinin yıldönümünde düzenlenerek dün tekrar sunuldu. Ülke haftalardır Peker’in iddiaları ile çalkalanırken, bu iddialar karşısında Soylu da kendi iddialarını dile getirirken, ortada AKP’lilerin ağızlarına bile alamadığı bir bataklık dururken yargı HDP’yi kapatmak için tekrar harekete geçti.
Bu iddianame, yargının siyasi iktidara, daha doğru söylemek gerekirse siyasi iktidarı oluşturan parçalara ne kadar bağlı olduğunun bir göstergesi. İlk iddianame MHP kongresi ile aynı zamanda sunulmuş ve kongre hediyesi olarak yorumlanmıştı. AYM’nin iddianameyi reddinden sonra, özellikle Biden ile görüşme tarihi de yaklaşmışken tekrar sunulan bu iddianame, Erdoğan’ı bazı kararları almaya zorlamak için bir hamle olabilir. Sonuçları göreceğiz.
Yargının Peker’in iddiaları üzerine sessizliği de benzer bir sebebe dayanıyor. Erdoğan, Peker’e karşı ne yapılması gerektiğinden, birileri feda edilecekse bunun kim olacağından emin değil. İktidarın parçaları da kendi başlarına bir yargı sürecine kalkışamıyor, çünkü ipin ucu tutulursa nerelere varılacağından emin değiller. O nedenle hiçbir savcı iddialarla ilgili bir adım bile atmıyor, göstermelik bir soruşturma bile başlatılmıyor.
Ortada artık hiç kimsenin görmezden gelemediği bir bataklık var. AKP ve bunun sonucunda yargı da bu bataklığı görmezden geliyor. Sorular ise havada asılı cevaplanmayı bekliyor. Kendi suçlarını saklayıp HDP’yi kapatmaya çalışanlar bu çelişkinin altından kalkamazlar.