Son iki gündeki gelişmeler iktidarın izlediği ekonomi politikasında dayanabildiği kadar kararlı şekilde ilerleyeceğini anlatıyor. MGK toplantısında ekonomik durum konu ediliyor. AKP MYK toplantısında döviz kurundaki artışın ‘dış kaynaklı müdahaleler’ olduğu konuşuluyor, 3-4 aya durumun düzeleceği değerlendiriliyor. Merkez Bankası başkanı bankalarla toplantı yapıp ‘piyasa prensiplerine bağlılık’ mesajı veriyor. Yani iktidar ekonomi politikalarını savunabilmek için daha sağlam konumlar almaya çalışıyor.
Ancak bu süreç devam ederken ekonomik kriz de derinleşiyor. Alım gücü düşüyor, sepetler küçülüyor, zam üstüne zam geliyor. İktidar ters yönde gittikçe somut koşulların sonuçlarından daha da uzaklaşıyor. ‘Açım, geçinemiyorum, maaşım yetmiyor’ diyen geniş kesimler küstahlıkla, şükretmemekle, sabretmemekle suçlanmaya başlıyor.
Dış politikada hamasi söylemler birçok dönüşü, birçok yenilgiyi saklamak için kullanılmıştı. Tüm bu süreçlerin sonuçlarından bir örnek dün BAE’nin ziyaretine çok sevinmek oldu. İktidar açısından ekonomik krizi de böyle bir çerçeveye yerleştirmenin ve bu değerlendirmelerde ısrar etmenin tutması mümkün olmayacak.